Prof. Dr. Bayram Altan
Sevgili gençler! Güzel sözler, solmak bilmeyen ve etrafına munis kokular saçan “Gül” bahçelerine benzer.
Güzel söz söylemek, önemli bir sanattır.
Güzel söz söylemesini bilmek, yerinde ve anlaşılır dille konuşmak, çok önemli bir özellik ve meziyettir. Özel ve kıymetli bir cevherdir. Kısacası; Yaratan’ın, bazı kullarına önemli bir ihsanıdır.
Güzel sözler, hayatta değer verdiğimiz insanlara, kendilerini özel hissetmeleri ve mutlu olmalarını sağlamak için oldukça faydalı ve etki bir metottur.
Güzel sözler, duygularımızı sağlam kelime kalıplarına dökerek, sevgi ve saygı anlayışı içinde insanların ruhunu okşama ve gönüllerini kazanma yoludur.
Sevgili gençler! Söyleyeceğiniz güzel sözler sayesinde, sevdiklerinizin aklından ve gönlünden bir ömür boyu silinmeyecek kalıcı etkiler bırakabilir, mutluluklarına mutluluk katabilir ve aranızdaki sevgi bağını güçlendirebilirsiniz.
“Hayatımızı Aydınlatan Altın Sözler” isismli 92. Kitabımda da yazdığım gibi, “sevgi, İlahi bir tecelli sırrı ve gönül dünyasını kaplayan kutsal bir duygudur. Güzel sözler ise, bu duygunun kelimelerle ifade edilmiş hâlidir.
Bir gül kadar güzel olun ve etrafınıza munis kokular saçın ama dikeni kadar acı veren olmayın. İnsanlara öyle bir söz söyleyin ki; o güzel, anlamlı ve istikbalini aydınlatan sözün etkisiyle ömrünün sonuna kadar mutlu, şen ve bahtiyar olsun.
Sevgili gençler! Güzel bir gül koklamayı, güzel bir söz dinlemeyi, güzel bir gece geçirmeyi, ömrünün sonuna kadar ailesi ve dostlarıla beraber güzel yaşamayı herkes ister. Ama önemli olan gülü dikeniyle, geceyi gizemiyle, dostu dertleriyle sevebilmektir.
İman, ahlak, sevgi, samimiyet, sadakat ve güzel sözlere dayanan dostluklar; çukurlarda birikmiş yağmur suyu değil ki, güneş doğunca hemen kurusun!… Sağlam ve maneviyat dolu dostluklar; denizler misali buhar olup uçsa da, yağmur olup geri döner gelir!…
Güzel ve faydalı sözleriyle sevgiyi ve Allah’a kul olmayıkalplere nakış gibi işleyen işleyen gönüller Fatihi Mevlana Celaleddin-i Rumi şöyle diyor:
“Bitkinin güzelliği tohumunda, insanın güzelliği ise kalbinde gizlidir.
İnsanın kalbinde saklı öyle şeyler vardır ki verdikçe çoğalır…
Bu hazinelerin başında SEVGİ gelir.
Dostun dosta verebileceği hediyelerden bazıları şunlardır:
- Gönlünü rahatlatacağı bir TEBESSÜM,
- Kalbine kuvvet verebilecek TATLI SÖZ,
- Moralini düzeltecek bir TAKDİR,
- Neşesini yerine getirecek güzel bir ŞAKA,
- Kızgınlığını söndürecek bir HOŞGÖRÜ,
- Hoşuna gidecek güzel bir DAVRANIŞ,
- Allah’ın rahmetine mazhar olacak bir iyilik ve DUA,
Bu güzel ve önemli özellikler, gönülleri feth etmeye yeter!…
Sevgili gençler! Sakın hiç kimseye; kalbini kıran, onu ruhen yaralayan, inciten ve küstüren bir söz söylemeyin.
Unutmayın: Düşünmeden söylenen söz, nişan almadan ateş etmeye benzer.
Büyüklerimiz, “ Güzel söz, yılanı deliğinden çıkarır” sözünü boşuna sözlememiştir.
Güzel ve etkili konuşabilenler, bazen bir tek cümle ile insanları ve toplulukları günlerce, aylarca, yıllarca hatta asırlarca arkalarından, gittikleri yoldan ve geride bıraktıkları izden gitmelerini sağlamışlardır.
Güzel ve faydalı söz söyleyen insanlar, yaptıkları işin durumuna göre birerçığır açmış ve örnek alınarak arkalarından gidilecek iz bırakmışlardır.
Peygamberler, güzel söz söyleyen, inananların istikbalini aydınlatan, hem bu dünyalarını ve hem de ebedi hayatlarını nurlandıran ve kıyamete kadar unutulmayacak güzel izler bırakanların başında geliyor. Allah’ın seçkin kulları olan o eşsiz insanların yolundan, izinden ve çığırından giden Allah’ın Veli, Salih, Alim ve Abid kulları da geride kendilerini rehber edinen insanlara kandil gibi izler bırakırlar.
İlahi buyrukları insanlara iletmek için büyük çaba sarf eden, büyük sıkıntılara ve zorluklara sabreden bu seçkin insanlar, güzel ve doğru söz söylemenin en güzel örneklerini vermişlerdir.
Sevgili gençler! Güzel söz, nasıl olursa olsun etkilemek için yapılan konuşma değildir.
Güzel söz, doğru ve yararlı olmakla beraber incitmeyen ve gönül kazandıran sözdür.
Çünkü söz vardır insanı doğruluğa, iyiliğe yönlendirir. Söz de vardır ki, gönüllerde derin yaralar açar, kalplere fitne ve fesat tohumları eker.
Tarihimizde şöyle bir olay anlatılır:
Sultan’ın biri rüyasında otuz iki dişinin de çekildiğini görür.
Vezirlerinden birini çağırıp bu rüyayı tabir etmesini ister. Vezir;
- Sultanım, bütün yakınlarınız ve akrabalarınız ölecek, hayatta yalnız siz kalacaksınız, der.
Sultan, bu rüya yorumuna çok üzülür, etkilenir ve üzüntünün verdiği psikolojik rahatsızlık içinde veziri görevinden uzaklaştırır.
Sora diğer vezirini çağırır ve aynı rüyayı anlatır ve tabir etmesini ister. Vezir;
- Sultanım, yakınlarınız ve akrabalarınız içinde en uzun ömürlüsü siz olacaksınız, der.
Sultan bu yoruma çok sevinir ve veziri ödüllendirir.
Aslında iki vezirin sözleri ve yorumları aynıdır. Ancak ifade ve sunuş tarzı farklıdır.
Zaman zaman insanlardan sevgimizi ve saygımızı arttıran, bizi yakınlaştıran ve dostluğumuzu pekiştiren gönül dünyamızı aydınlatan konuşmalar duyduğumuz gibi, bazen de söylenmemesi gereken sözlerin sarf edildiğinı ve sözlenmemesi gereken bu bir çift söz yüzünden güven duyduklarının bir anda ortadan kalktığına şahit oluyoruz.
İşta bunun için, “söz gümüşse, susmak altındır” diyen ecdadımız ne güzel söylemiş.
Hiç düşündük mü, neden iki gözümüze, iki kulağımıza karşılık bir dilimiz var? İyi görelim, çok dinleyelim ama az konuşalım, diye değil mi?
Boşuna mı söylemişler: “Bülbülün çektiği dili belasıdır” diye?
Gerçekten güzel söz ve konuşmanın insanları, etkisi altına alan gücü inkâr edilemez.
İnsanlık tarihi, bazen bir çift sözün büyük başarılara yol açtığını, bazen de beklenmedik hayal kırıklığına sebep olduğunu gösteren örnekleriyle doludur.
Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor:
“Görmedin mi Allah nasıl misal getirdi? Güzel bir sözü; kökü sabit, dalları gökte olan güzel bir ağaca benzetti. O ağaç, Rabbinin izniyle her zaman meyvelerini verir. Allah insanlara misaller veriyor ki öğüt alsınlar. Çirkin söz ise, toprağın üzerinden sökülüp atılmış, kararsız kötü bir ağaca benzer” ( İbrahim Suresi, Ayet: 24-26)
“Eğer Rabbinden umduğun (beklemek durumunda olduğun) bir rahmet için onların yüzlerine bakamıyorsan, hiç olmazsa kendilerine gönül alıcı bir söz söyle.” (İsra Suresi, Ayet:28)
“Güzel söz ve bağışlama, arkasından incitme gelen sadakadan daha iyidir. Allah zengindir, acelesi de yoktur.”(Bakara Suresi, Ayet: 263)
Güzel ve etkili konuşma kadar önemli olan bir başka konu da yerinde konuşmak ya da susmasını bilmektir.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) Efendimiz:
“Allah’a ve ahiret gününe inanan kişi, ya hayır söylesin, ya da sussun.”(Fethü’l Kebir, Celaleddin Suyuti, 3/231) buyurarak boş ve faydasız konuşmaktan sakınılması gerektiğini bildirmişlerdir.
Diğer bir Hadis-i Şeriflerinde ise, Allah’ın Resulü şöyle buyuruyor:
“Güzel söz sadakadır”(R.Salihin, C.2 H.No:697)
Beşeri münasebetlerde en önemli konulardan biri de, insanın elinden geldiği kadar mütebessim (gülümseyen yüzlü), tatlı dilli ve güzel sözlü olmasıdır.
Bu özelliki kendisine prensip edinen insanlar, her yerde ve her yaşta sözleri dinlenir, itibar görür, sevilir ve sayılırlar…
Çünkü güler yüzlü, tatlı dilli ve güzel sözlü insanlar, muhataplarına güven telkin ederler.
Bu prensiplerle konuşan bir hatip, ne kadar konuşursa konuşsun, dinleyenler rahatsız olmaz ve güzel konuşan, insanın görüş ufkunu genişleten, ruhunu ve gönül dünyasını aydınlatan, iki cihan saadetini kazanmasına vesile olan altın kıymetindeki sözlerini büyük bir ilgi ve dikkatle dinlerler.
Sevgili gençler! Bütün dünyada adalet konusunda örnek alınan ve Adil Yöneticiliğiyle tanınan Peygamberimiz (s.a.v)in şeçkin sahabilerinden ikinci Halife Hz. Ömer(r.a) şöyle diyor:
“Yükselirken dalları kırarak çıkarsan, inerken tutunacak dal bulamazsın”
Bu konuda Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin dilinden ise şu altın sözler dökülüyor:
“ Ey can, kimseyi kırma! Sözden ağırı yoktur.
Beden çok yükü kaldırır ama gönül her sözü kaldıramaz!…
Ağzından çıkan sözü geri alamazsın!…
Onun için çok düşün, az konuş…
İyiliğe niyet et…. Sıkıntıya sabret…. Aza kanaat et… Hatanı kabul et…
Varken tasarruf et, olmayınca kimseye minnet etmemiş olursun…
Nefsinle inat et ama Allah’tan başka hiç kimseye kulluk etme!…